Amasra Masaj Salonu Masöz Asya

Amasra Masaj Salonu

Bu, yaşını hiç belli etmeyen, çelimsiz, nefes benizli, insan ruhunun çirkefliklerini en ince ayrıntısına kadar bilen bireyin üzerime diktiği bakışlara, hiçbir itirafın izini taşımayan bir yüzle karşılık veriyordum. Kendi kendime, beni mi uyarmayor, yoksa dünyaya haiz çıkma mevzusunda yüksek sesle mi düşünüyor, diye soruyordum. Çünkü saslınü ettiği şey buydu: Elindekini korumak için, tüm imkânlardan yararlanarak sonuna kadar bıkıp usanmadan cenkmak ve zamanı, kaçınılmaz olarak geçip giden şeyleri, geriye gidişi ve gücü yerinde olan kişilerin oldum olası kendilerini kurtarmak istedikleri güçsüzleşmeyi bir yana bırakabilmek. Amasra Masaj Salonu

Amasra Masaj Salonu

 

Laura’ya karşı sinirli davranmaya baÅŸlamıştım, zaman zaman yüzünde bir yalvarma ve sükunet içinde ‘neden’ diyen bir ifade yakalıyordum, bu da beni çok mutsuz kılıyordu. Kimi zaman da kendimi, daha önce tanıdığım bir sürü kadm ÅŸeklinde, özellikle ‘rahat’ olmadığı, iniÅŸe geçmiÅŸ bir adam tarafınca Fizyolojik bir rastlantı sonucu kazanılmış, yalnızca dışa dönük bir hassaslık yardımıyla ‘rahat’ doyurulabilir olmadığı için, ona kızarken yakalıyordum. Amasra Masaj Salonu Oysa bu, erkekliÄŸi gerileyen erkeklerin öteden beri baÅŸvurdukları en eski müdafa sistemiydi. Bu inançsız Hı-ristiyamn yüzünde, ‘hiçbir ÅŸeyin önemi yok’ diyen bir sevinç mi vardı, yoksa bu, yılların onda bıraktığı baÅŸ eÄŸmenin ve bozgunun, düşünüp de kotaramadığı bütün iÅŸlerin anısının izleri miydi, bilemiyorum.

 

 

Bana öyle geliyordu ki Ruiz, belleğimden tümüyle siliniyor, düş gücüm nihayetinde, bir başkasının varlığını kabul edebilir duruma geliyordu. Bana bir başkası gerekliydi. Amasra Masaj Salonu. Bununla beraber bir önsezi bana, boğazcaıma bıçak dayamış insanın da beni aramakta bulunduğunu, beni beklediğini, bir defa daha karşı karşıya gelmemiz icap ettiğini. Bu karşılaşmanın gerçekleşmesi için sıradan bir rastlantının yeteceğini söylüyordu, hatta bunun bu şekilde olduğundan nerede ise emindim. Masanın üzerinde, bir yapma çiçek demeti ve sayfalan yırtılmış bir sürü pomo mecmua vardı. Kırmızı pelüş kaplı bir koltuğa oturdum. Kendimi rahatlamış, güvende duyumsadım: Burası bambaşka bir dünyaydı, sağlık erlerinin ve bedensel yoksullukların dünyasıydı. Burada, kutsal olan hiçbir şey kirletilemezdi. Herşey bir yana, özümde Hıristiyanlık vardı herhalde.