Amasra Bayan Masör Hizmeti Ebru
Amasra Bayan Masör
Amasra Bayan Masör Ralph, yattığı daracık yerde, huzursuzluk içinde kıpırdadı.
Aslabir tehlike yoktu! Ne yapabilirlerdi ki? Döverler miydi?
Ne çıkardı döverlerse? Öldürürler miydi? Her iki ucu da
sivriltilmiÅŸ bir sopa.
Bağrışmaların ansızın yaklaştığını duyunca, hızla doğruldu.
Karışık yeşil bitkilerin arasından, çizgi çizgi boyalı bir
vahşinin acele acele çıktığını, elinde bir mızrak, saklandığı
yere doğru geldiğini gördü. Ralph, parmaklarını toprağa
batırdı. Åžimdi hazır ol ki…
Ralph, mızrağını aldı, sivri ucunu öne doğru uzatmak istedi.
Değneğin her iki ucunun da sivriltilmiş olduğunu gördü o
süre.
Amasra Bayan Masör
VahÅŸi on beÅŸ yarda uzakta durdu, uludu.
Yangının gürültüsü içinde bile, yüreğimin atışını duyabilir
belki. Bağlarırma. Hazır ol.
Vahşi ilerledi; öyle ki, sadece belden aşağısını görebiliyorsun
şimdi. Bu, mızrağının sapı. Şimdi onun ancak dizden
aşağısını görüyorsun. Bağlarırma.
Vahşinin arkasındaki yeşillikten, ciyak ciyak bağlarırarak, bir
domuz sürüsü çıktı; ormana saldırdı. Kuşlar çığlıklar atıyor,
fareler tiz sesler çıkarıyordu. Hoplayan minik bir şey, özgüırın
altına girdi; korkuyla sinip kaldı orada.
Yırtıcı, beş yarda yakında, çalılığın tam yanında durdu;
uludu. Ralph çömeldi, ayaklarını gövdesine doğru çekti. Değnekelindeydi; her iki ucu da sivriltilmiş sopa; çılgınca titreyen
sopa, uzayan, kısalan, hafifleyen, ağırlaşan, sonrasında yinehafifleyen sopa.
Ulumalar, kıyıdan kıyıya yayıldı adaya. Yırtıcı, çalılığın
kenarında diz çöktü. Arkasındaki ormanda yanıp sönen ışıklar
vardı. Vahşinin bir dizinin yumuşak toprağı ezdiğini gördü.
Şimdi öteki dizi de. İki el. Bir mızrak.
Bir yüz.
Vahşi, gözlerini kısarak, çalılığın altındaki karanlığa baktı.
Belliydi ki, her iki yanda ışığı görüyor; fakat orada, ortadaki
ışığı göremiyordu. Orada karanlık bir leke vardı ve yırtıcı,
yüzünü buruşturarak, bu karanlığın anlamını çözmek istedi.
Uzun saniyeler geçti. Ralph, dosdoğru vahşinin gözlerine
bakıyordu.
Bağırma.
Geri döneceksin.
Şimdi gördü seni. Kesin olmak istiyor. Sivriltilmiş bir sopa.
Ralph bağlarırdı. Bir korku, öfke ve umutsuzluk çığlığıydı bu.
Bacakları gerildi; ağzı köpüre köpüre sürekli bağırıyordu.
Bağırarak, hırlayarak, kanlar içinde fırladı; çalılığı yardı,
açığa çıktı. Elindeki değneği savurdu; yırtıcı yere yıkıldı. Fakat
bağlarıra çağıra yaklaşan başka vahşiler de vardı. Döndü, üstüne
atılan bir mızraktan kurtuldu;
Son yorumlar